Acımasız dünyanın her şeye rağmen gülen yüzleri, bir eli yağda sandıklarımızın aslında bal yerine zehir içinde yüzdüklerini anlatan Gölgem Gölgelere Karıştı; fark edilmemiş sokak aralarında, bir cebe sığdırılan anılarda, mevsimsiz kaderlerde, hafızaların diplerinde keşfedilmeyi bekleyen hayatları anlatıyor. Daha önce Her Zamanlı Kadınlar adlı eseriyle kadınların zamansız hikâyelerini anlatan Gülümsün Tansev, bu kez hayatın tam içindeki insanları seslendiriyor. “Sessiz karanlık en beteri; boşluk, dedikleri bu olsa gerek hani şu bütün evreni saran… Sonsuz boşlukta düşünen bir organizmayım ben; sürekli düşünen, düşündükçe kavrayan, kavradıkça anlayan.” Kendine has lirik ve ironik üslubuyla siz inandıklarınızla yaşarken hiçbir şey sandığınız gibi değil diyor bize. Gölgem Gölgelere Karıştı ile yazarın muazzam anlatımıyla kıyısından geçilip gidilmiş hayatlara elini uzatırken hiçbir öykünün bitmediğini, birbiri ardınca süregeldiğini anlıyoruz. Günümüz edebiyatında, öykü türünde alışagelmemiş bir örneği gölgelerin arasında bulacaksınız.