Ailenizde kimse duygulardan bahsetmiyorsa siz nasıl yas tutacaksınız?
Gölgeler Ormanı’nın isimsiz ana karakteri, babasının ölümünün ardından kafasında bu soruyu döndürüp durur. 1997 yılında Hong Kong üzerindeki egemenliğin Birleşik Krallık’tan Çin’e geçmesiyle birlikte dört kişilik bir aile Kanada’ya taşınır ama Hong Kong’lu pek çok “astronot” baba gibi, bu ailenin babası da çalışmak için Hong Kong’ta kalır, ailenin en yoğun yaşadığı duygu da haliyle hem babaya hem de ülkelerine duydukları özlemdir.
Yıllar içinde babasıyla geçirdiği dakikaları ve her bir hatırasını tekrar tekrar ziyaret eden karakterimiz henüz cevaplanmamış pek çok soruyla ve yanlış anlaşılmalarla baş etmeye çalışır. Cevaplar için annesinin ve anneannesinin kapısını çalsa da kendi hayatının, onların hayatının merkezinde attığını fark eder.
Yazar Pik-Shuen Fung’un hacim olarak ince görünen bu romanı, içerik ve yoğunluk açısından okuru, acı ve mutluluğun derinliklerine götürüyor. Şiirsel ve akıldan çıkmayan sesiyle, Çin asıllı Kanadalı bir astronot ailenin hareketli portresini çizerken her katmanda başka bir ayrıntıyı, soyutlamayı, nakşettiği anıları ve sözlü tarihi kullanıyor.