Tükendi
Stok Alarmı“Gza muya voğodaten do
Gola goçi vart’aşa
Mondo vipişmanaten
Vit’at’şa Golapeşa...”
Birol Topaloğlu
“Göç eden olmadıktan sonra / Neyleyim yayla yolunu / O yolun sonunda pişmanlık var / Şimdiden gözlerim doldu.”
Lazca’da gola; yayla/yükseklerdeki araziler anlamına gelir.
Gola için yola çıkarken, ortalama kent kültüründe büyümüş bir grup iyi kalpli çocuktuk. Hikâyelerimiz Karadeniz’den geçiyordu...
Yayla demiştik derneğimizin adına. Çünkü bir bütünün parçası gibi yaşanmaya devam edilen yükseklerdeki yaşam alanları idi yaylalar. Doğu Karadeniz’de yaşayan tüm halkların şarkılarının, masallarının mekânı idi yaylalar.
10 yıl boyunca hep yükseklerdeki yaşamın bilgeliklerine ulaşmaya çalıştık.
İlk on yıla baktığımızda, binlerce yıllık bir dilin peşinden gittiğimiz bu yolda, bu yolculuğun bizi büyüttüğünü gördük. Yaylaların dilini anlamaya başlamıştık nihayet.
Biz Lazca’ya yaklaşmaya çalışırken, Lazca bizi doğaya yaklaştırdı. Çünkü doğanın diliydi, her kelimesi doğadan süzülmüş bilgelikleri içeriyordu.
Doğa kelimesinin Lazca’sı olmadığını anladığımızda bizim “doğa” tanımımız değişti. Doğanın insan canlısından ayrı görülmediği bir bilgelikte, onu adlandıracak ayrı bir kelimeye de yer yoktu. Lazca’da ve yüksek yerlerde yaşanan coğrafyalarda, “doğa” fikrine en yakın kelimeler, yaşamın sürmesini sağlayan şeyleri anlatıyordu.
Gola Gza, yayla yolu, Gola’nın Yolu.
Yaylalara giden tüm yollar gibi, uzun, zorlu, neşeli… Gelecek on yıllarda birlikte yürüyelim...