İnsanlık tarihi göç olaylarıyla doludur. Göç esnasında yaşanan trajediler, kahramanlıklar, fedakârlıklar ve benzeri hadiseler, ozanların dilinde türkü, hikâyecilerin dilinde öykü olarak günümüze kadar ulaştı. Modern zamanlara gelindiğinde edebiyat, mevzuları bakımında alabildiğine çeşitlendi. Merkezine insanı alan edebiyat, onu etkileyen her türlü sosyal olayı konu edindi ve ele aldığı konu ile anılır oldu. Böylece, Memleket Edebiyatı, Gurbet Edebiyatı, Savaş Edebiyatı ve daha birçok edebiyat türü ortaya çıktı. Her bir tür kendine has kavramlarını ve edebi disiplinini oluşturdu. Bu çerçevede gelişen edebi akımlara *Göç Edebiyatı* da eklendi.
Bu çalışmayla; mehcer/göç edebiyatını, edebiyatçılarını ve genç yaşta hayata gözlerini yuman ve Fransisco Villespasaʼ nın (ö.1935) deyimiyle *Allah vergisi bir kabiliyet* olan fakat edebiyat çevrelerinde fazla tanınmayan Fevzî el-Ma’lûf’u daha yakından tanıma imkânına kavuşmuş olacağız.