“Bu kitapta Maraş’ta 1978’de yaşanan olaylar sonucu gerçekleşen katliamın perde arkası düşünülerek, zamanın siyasi atmosferi ile olayların amacı ve sonuçları hedeflenmiştir. Olaylar, Alevi-Sünni, sağcı-solcu zıtlaşması ile ateşlenmişse de olayın boyutları farklı siyasi sonuçlar doğurmuştur. Eserde olayların amaçları ve uygulaması kurgulanmıştır. Anlatımda belirtilen kişi, düşünce ve kurumlar tamamen hayali kurgu ile adlandırılmıştır. Bölge genelinde zamanın siyasi sürecinde, anti-komünizm tehlikesi adı altında, daha çok sol düşüncenin etkisinde olan Alevi halk kitlelerine yönelik saldırı ve katliamlar gerçekleştirilmiştir. Olayların ardında, kent merkez nüfusunun yaklaşık yüzde onunu oluşturan, Alevi halk kesimi, ev ve işyerlerini, değişik şekillerde elden çıkarıp, şehri terk etti. Katliam sonrası, bölgede çoğunlukla Kürt olan Alevi halk kitlesi, Metropol şehirlerine ve Avrupa’ya doğru göçe başladı. Maraş şehri, Alevi halk kesimi tarafından, katliam sonrası bir süre, Marereş (Karayılan) olarak anılmış. Bölgede kalanlar ile göçertilip dağıtılan, Alevi halk kitlesi, süreç içinde genelde pasifize edildi. Ancak Maraş olayları sonrası gelişmeler, uluslararası destekli 12-Eylül-1980 askeri cunta darbesi ile sonlanmıştır. Askeri cunta, emir ve direktiflerle, kendi görüşlerine uygun, tamamen yasakları sıralayan bir anayasa hazırlattı. Toplumu militarist otoriter bir anlayışla, siyasi, sosyal ve kültürel olarak zapturapt altına aldı.”