Thomas Bernhard’ın yaşarken kitaplaştığını göremediği, seksenli yılların başında gazetelerde yayımlanan dört kısa öyküsü, Goethe Öleyazıyor’da ilk kez bir araya geliyor.
Tıpkı romanlarında ve anlatılarında olduğu gibi, bu dört öyküde de Bernhard, ana izlekleri olan yalnızlık, anne babaya duyulan nefret, “dünyanın en çirkin ve gülünç ülkesi” Avusturya ile sevgi-nefret ilişkisini aynı dirençle işliyor, trajik anlar ve komik durumları ustalıklı bir ironiyle açığa çıkarıyor.
Goethe Öleyazıyor, kuşku felsefesine duyduğu derin merakla “kara hikâye” anlatıcılığını birleştiren, acı alay ustası Bernhard’ın nahoş ve çıplak gerçeklerin çelişkileriyle ördüğü yapıtının mikrokozmosu.
Ağırlık merkezinde “direnmenin ironisi”nin yer aldığı bu dört öykünün her biri, bütün Thomas Bernhard evrenini içinde taşıyan bir hücre çekirdeği.
Bu dört öykü de, Thomas Bernhard’ın hikâye anlatma arzusunu, direnmekle bile ilintili olsa, bedensel bir haz olarak aktarıyor.
Deutschlandfunk
Bernhard çağdaş Avrupa yazınının ustalarından... Kafka’nın ve Canetti’nin duyarlığı ardından onunkisi modern edebiyatta en keskin, örnek niteliğinde imgeler ve jestlere en hâkim olanlardan biri.
George Steiner
Hep iyileşmek istemiştik, artık iyileşmenin beklenemeyeceği, çünkü artık imkânsız olmuş olacağı noktada. Hep kurtulup çıkmak istemiştik, kurtulup çıkılamayacak noktada.
Thomas Bernhard