*Savaşlarda âdet olmuştu. Askerlerden birisi şehit olunca ucu yakılmış bir mektupla ailelere haber veriliyordu. İşte Hatice bunu biliyordu ve bekliyordu. Gelmemişti ucu yanık mektup. Öyleyse hâlâ umut vardı ve sonunda ucu yanık mektup değil, umutla beklediği Abdullah’ı gelmişti…*
Bir göç hikâyesiyle kökünden değişen kaderin odağında, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında yine Cumhuriyet’le filizlenen umutlar, ayrılıklar, yeni yollar, yeni başlangıçlar, Erdal Eken’in yalın, açık ve doğal anlatımıyla birleşen gerçek bir yaşam öyküsü…