Yazma eyleminin en kuvvetli yanı, gerçek hayatı edebiyatla et tırnak gibi bütünleştirme özelliğinde saklıdır. Taşrayı, mahalle hayatını, açlığı yoksulluğu, baba-oğul ikilemlerini, insan psikolojisini ve daha birçok malzemeyi kalemin gücüyle başka boyutlarda anlatabilmeye muktedir olan insanlar, öykücülüğün hakkını verebilen dehalardır. Ömer Seyfettin, bu dehalardan biridir ve öykülerini ustalık ve titizlikle kaleminden zihinlere özenle nakşetmektedir.