Çok gezen mi, çok okuyan mı bilir?* diye ünlü bir söz var.
Hangisi daha doğru ben de bilmiyorum. Bildiğim, hem okuyup hem gezen daha iyi bilir.
Geziler insanın cebinden götürürken beynine, gönlüne birçok şey kazandırıyor. Başka bir deyişle bilinçli geziler, insanı zenginleştiriyor.
Şilili ozan Pablo Neruda ne güzel söylemiş:
*Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.*
Neruda’nın dediği gibi yavaş yavaş ölmemek için kendimi bildim bileli gezmeye, okumaya, müzik dinlemeye çalıştım.
İyi ki gezmişim iyi ki görmüşüm, iyi ki bu kitabı yazmışım diyorum.
Mustafa Gazalcı, ülkenin dört bucağında birbirinden ilginç yurt içi gezilerini anlattığı yazılarında Türkiye’yi daha iyi tanımamızı sağlıyor.
Yurt dışında ise yazar, Afrika’dan Uzakdoğu’ya, Avrupa’dan Amerika’ya yaklaşık 40 ülkeden pek çok coğrafyayı Türkiye’yle karşılaştırarak bambaşka bir okuma deneyimi sunuyor.
Gezip Gördüklerim, Gazalcı’nın gezilerde edindiği izlenimleri, gördüklerinin kendisinde yaptığı çağrışımları, tanıştığı renkli kişileri günü gününe not almasıyla ortaya çıktı.
Özellikle ülkemizin, dünyanın değişik kültür ve coğrafyalarına merak duyanların ilgiyle okuyacakları bir yapıt…