O gün dikkatimizi başka bir şey daha çekti. Anne kuş zaruri ihtiyacını giderme zamanı gelince eşini beklemedi. Yuvada yavrusunu bırakıp uçtu gitti. Yavru kuşun düşündüğümüz kadar küçük olmadığını yalnız kalınca gördük. Uslu uslu annesini bekledi. Yaramazlık edip aşağılara düşmek bir tarafa, ayağa bile kalkmadı. Balkona sandalye koyup geriden incelemedim. Çirkin, kısa tüylü bir şeydi. Yine de kuşa benziyordu. Tatlıydı, sevimliydi. Gözlerime korkuyla bakıyordu. Kıpırdamıyordu. Yaklaşsam, dokunmaya kalkışsam, haline bakmadan kendisinin de bir kuş olduğunu hatırlatıp yuvadan atlayabilirdi.