Bu kitapta kullanılan gergin yaşam terimiyle iki durum kastedilmektedir: birincisi, büyük şehirlerimizdeki stres ve çekişmelerle en iyi şekilde örneklenen gergin sosyal ve endüstriyel yaşam; ikincisi ise gergin bireyin mizacında ifade edildiği şekilde gergin yaşam. Gergin yaşamın bu iki unsuru da artış göstermektedir ve her biri diğerine etki etmekte ve ona yol açmaktadır. Bu koşulların tam anlamını ve bu koşulların ortasında bir ulus olarak bozulmuş sinirsel güçlerden acı çekmeden ve kötülükleri gelecek nesillere aktarmadan nasıl yaşayacağımızı henüz öğrenmedik.
Dolayısıyla, gergin yaşam sorunu, özellikle Amerika`da, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar önümüzde durmaktadır. Durumu kontrol altına alabilecek bir tıbbi uygulama, önleyici hijyen ve eğitim sistemine sahip olana kadar sosyal, psikolojik, etik ve tıbbi olmak üzere her açıdan incelenmelidir.

Bu kitabın amacı, gergin yaşamın bazı nedenlerine ve koşullarına, özellikle de psikolojik gibi görünenlere işaret etmek ve hijyenik bir rejimin dayanması gereken kontrol ilkelerini önermektir. Bu ilkelerin daha sonra zihinsel ve fiziksel hijyenin çeşitli sorunlarına uygulanarak, kişisel sorunlarıyla ilgilenen herkese yardımcı olacağı umulmaktadır. Sinirsel bozuklukları tartışmak amaçlanmamaktadır ve söylenenler hastalardan ziyade iyi olanlara yöneliktir. Bununla birlikte, yaşam ilkelerinin iyi ve hasta kişiler için farklı olmadığı; iyi kalmak için olduğu gibi iyi olmak için de aynı düşüncelerin geçerli olduğu doğru görünmektedir. Aslında bu gerçeğin yeterince anlaşılmadığı ve hasta ve hassas kişilerin tedavisinin çoğu zaman doğal olmayan ve dar kapsamlı olduğu ileri sürülmektedir.