Toplumu ilgilendiren hiçbiir uygulama kuralsız olamaz. Muhasebenin de uygulanabilmesi için birtakım genel kurallar mevcuttur. Bu kurallar uluslararası boyutta ve son 150 yılda yavas yavas olusmuş, muhasebeuygulamasında genel çerçeveyi çizen ve bu nedenle adına “Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramları” denilen (Generally AcceptedAccounting Principles) kurallardır.Avrupa ülkeleri ve ABD, sanayileşme sürecinden sonra, muhasebe uygulamasında da oldukça aşama kaydetmişlerdir. Bu ülkelerde muhasebe alanında bilgili insan yetiştirmek ve işletmelerin muhasebe süreçlerinde bunları kullanmak amacıyla birçok meslek örgütü kurulmus, eğitim ve uygulama faaliyetlerine baslamıstır. Bu örgütlerin temel amacı, muhasebe alanında mesleki bilgi ve ahlaki ilkelerle donatılmış insanları yetiştirerek
bunların işletmelerce istihdam edilmesini sağlamaktır. Doğal olarak her muhasebe örgütü yetiştirdiği elemanların belirli temel ahlaki kurallar çerçevesinde çalışabilmesi için kendilerince birtakım kurallar da geliştirmişlerdir. Ondokuzuncu yüzyıldan itibaren birbirinden bağımsız çesitli muhasebe örgütleri tarafından ortaya konulan bu kuralların her bir örgüt tarafından aynı sekilde benimsenmis olanları, 20. yüzyılda “genel kabul görmüş muhasebe kavramları” olarak benimsenmistir. Bu kavramlar tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de muhasebe uygulamalarına yön ver en kavramlar olarak kabul edilmistir. Özellikle muhasebe standartlarının geliştirilmeye çalışıldığı günümüzde, bunlar giderek daha da önem kazanmaktadır. Bu kavramlardan en önemlileri aşağıda açıklanmaktadır.
A) Sosyal Sorumluluk Kavramı: Bireylerin ve kurumların topluma karsı belirli sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklar genel olarak “sosyal sorumluluk” olarak ifade edilirler. Ancak kurumların, özellikle de işletmelerin topluma karşı olan sorumlulukları daha geniş bir etki alanına sahiptir. Örneğin bir işletmenin kurulduğu ve faaliyet gösterdiği bölgenin insanlarını istihdam etmesi; topluma faydalı yatırımlar yapması; suyuhavayı- toprağı kirletmeyecek sekilde üretim yapması; varsa neden olduğu kirliliği önleyecek tedbirleri alması; sosyal faaliyetlerin düzenlenmesine maddi destek sağlaması ve benzeri çabaların tamamı sosyal sorumluluk olarak ifade edilebilir. Ancak yukarıda sayılanların tamamı farklı açılardan bakıldığında sosyal sorumluluk olarak belirtilse de, burada kastedilen sosyal sorumluluk biraz farklıdır. Bu kavramlar arasında yer alan sosyal sorumluluk, işletmenin muhasebe sistemi aracılığıyla topluma karşı sorumluluğunu ifade eder. Bir başka deyişle, işletmenin ticari-üretim vb. faaliyetleri sonucu ortaya çıkan finansal bilgileri doğru ve dürüst bir sekilde muhasebe sistemi içerisinde kayda geçirip, ödemesi gereken vergiyi tam ve eksiksiz olarak ödemesidir. Kısaca işletmenin en önemli sosyal sorumluluğu, vergisini dürüst tespit edip ödemesidir.
B) Kişilik Kavramı: Kişilik canlı cansız tüm varlıkların hayatın içerisinde yer alabilmesi, hayatın bir parçası olabilmesi ve kendilerinden yararlanılabilmesi açsından çok önemli bir kavramdır. Bu çerçevede isimler, varlıklara kişilik kazandıran en önemli etkenlerdir. Örneğin bir coğrafi bölgeyi, bir ev adresini, bir insanı veya herhangi bir varlığı tespit ve teşhis edebilmek, onlara verilen isimler yardımıyla mümkünolmaktadır. İşte bu nedenle tüm işletmeler de ticari hayatta yer alabilmek ve varlıklarını sürdürebilmeleri için bir isme, yani kişiliğe sahip olmaları gerekmektedir. Kişilik kavramı bu nedenle bir işletmenin kendini kuran sahip ya da ortaklarının dışında ayrı bir kişiliğinin (isminin) olması anlamına gelmektedir. Bu kişilik sayesinde işletmeler mal alıp satabilir, borçlanıp alacaklanabilirler. Bu çerçevede işletme isimleri ve ürün markaları kişilik kavramı ile ortaya çıkmıştır denilebilir.