*Şule Nevşehir gibi turizm cenneti bir bölgede yaşıyor olmasına rağmen, ablaları gibi o da o eşsiz güzellikleri gezemiyor ve evine mahkûm bir genç kız olarak yaşıyordu. Şule’nin turizm işletmeciliği ile uğraşan babası, kızlarına anormal derecede baskı kuruyor evden dışarıya çıkmasına izin vermiyordu.
Şule, dört duvar arasında sürekli aynı şeyleri yapmaktan dolayı sıkılıyordu. Arada bir gizlice arkadaşlarıyla buluşsa da bu ona yeterli gelmiyordu. Çalışmak, iş hayatına atılmak, yaşadığı bir nevi ev hapsinden artık kurtulmak istiyordu. Annesinden, babasını ikna etmesi için sık sık dil döküyordu. Annesi ne zaman Şule’nin çalışma konusunu açsa, *Senin ısrarınla üniversiteye kadar okuttuk, şimdi de başımıza kâtip mi kesilecek,* diye kestirip atıyordu babası. *
Gelincik Fırtınası; sıkça rastlanılan aile içi çelişki ve çatışkıların, hoşgörü ve anlayıştan uzak bir noktaya geldiğinde ne tür trajedilere kapı aralayacağını göstermesi açısından okunmaya değer bir roman...