Tükendi
Stok AlarmıTürkiye Halk Oyunlarını, yalnızca tek bir kültüre mal edip, Türk Halk Oyunları şeklinde genelleme ve bunu illere göre adlandırma çabası, ulusal kültürleri homojenmiş gibi görmekten kaynaklanan siyasi bir yaklaşımdır.
Oysa ki ulusal kültür içinde, çok farklı dokuların olması yadırganacak, utanılacak bir durum olmaktan öte, sosyal bilimlerin doğruladığı ve herkesin kabullendiği bir gerçekliktir. Bunun yokmuş gibi algılanması kültürel kimliğin inkarı anlamına gelmektedir.
Anadolu’da herkes bar tutup, halay mı çekmektedir, yoksa zeybek oynayıp, horon mu tepmektedir?
Bu oyun formlarının her biri, adı olan bir kültürü işaret eden kodlardır. Dolayısıyla Halk Oyunlarını, il adı ile sınırlandırmak, kültür çeşitliliğini hiçe sayarak, illeri de kan grubu aynı olan insanlar topluluğu olarak görmeye benzer.
O halde, Halk Oyunları, il adlarıyla mı anılmalı yoksa kültür adlarıyla mı?
Türk Halk Oyunları mı, yoksa Türkiye Halk oyunları mı?
Halk Oyunlarını, niçin 1923’le başlatma gereği duyulmuş, folklorun bu nadide yaratıcı ne amaçla kurumsallaşmış?
Halk oynayan mıydı yoksa oynanılan mı?
Bu gözde gelenek, geleceğe nasıl taşınmalı; gelenekten devraldığımız Halk Oyunları gelecekte nasıl olmalı; evrensel sahne sanatlarındaki kurallara göre, nasıl sergilenmeli?