Hasan adı okununca boşalan bir saat yayı gibi yerinden fırlayıp kura masasının başına geldi.
Heyecandan titriyordu. İçinden dua okuyarak elini torbanın içine soktu. Eline değen ilk kağıdını aldı ve masanın karşı tarafındaki subaya uzattı. Yüzbaşı kurayı okumaya başladığında kulakları uğulduyordu.
*1. Ordu Hasdal Kışlası Levazım Bölüğü.*
*Hasdal Kışlası da nerede?* diye düşünerek yerine geçti. Hasan dumura uğramıştı.
*1. Ordu Marmara Bölgesinde,* diye mırıldandı. Morali biraz düzelir gibi oldu. *En azından Marmara Bölgesindeyim,* diye kendine teselli verdi.
Hasan kura kağıdına şaşkın şaşkın bakıyordu.
Arkadaşı Erdoğan; *Çok şanslısın.* diye kutladı onu.
*Hasdal Kışlası nerede?* diye dalgın bir şekilde sordu Hasan. Erdoğan kısık bir kahkaha attı.
*Oğlum sen uçmuşsun, onbeş gün önce oraya atışa gittik. Unutun mu?*
Hasan beynine peş peşe komutlar göndererek, atışların yapıldığı yeri hatırlamaya çalıştı.
Hatırladığında da; *Allaaahhh...* diye bir nara attı.
Birliği ile okulu arasında sadece beş kilometrelik bir mesafe vardı.