Gündüz yerli yerinde duran ağaçlar, gece üzerinize gelen korkunç devler gibiydi. Hele bir de çocukluğunuzda lüzumsuzca korkutulmuşsanız...
Böyle durumlarda gürültü bile olsa bilindik bir ses, sığınak ve şifa olmaktaydı. Bu geceyi şenlendiren gürültülü patoz sesleri de arazide kalmışların sığınağı idi. Artık bütün köyün harman işi bitinceye kadar günler ve geceler boyunca patoz vurulması zamanlarıydı. Peki, gürültüsü her tarafı ve geceyi kaplayan patozlar birden neden susmuştu?
Geceyi yırtan çığlıklar niçin yükseliyordu? Sulama işini bırakan kuzenler, hızlı adımlarla köyün yolunu tuttular. Bastıkları yeri göremeden düşe kalka ilerliyorlardı. Ne bitmez oluyor, bilinmez gidişler.