Süslü kağıda özene bezene Karıcığım yazabildi. Sana hasretim mi yazmalıydı, yoksa seni çok seviyorum mu?... bilemiyordu. Oynamaktan kirlenen kağıdı buruşturup attı ortalığa. İkinci kağıda geçirdi Karıcığımı. Onu da atmak zorunda kalınca devam etti ayın işlemi yapmaya. Her yer buruşturulmuş kağıtlarla dolup, bolk bitince devam edemedi. O da bıraktı, yazmaktan vaçgeti. Kalktı masanın başından. Kalemi nasıl olup ta kırmadı o öfkeyle hayret ediyordu. Yerdeki kağıtların bazısını bir kat daha ezip tekmeleyerek mutfağa gitti. Bir şeyler atıştırmalıydı. Az da olsa. Çok kötü bir durumdaydı. Mutlaka bir şeyler atıştırmalıydı.