Mahmud Hoca Behbûdî, Abdullah Avlânî, Abdurrauf Fıtrat, Abdullah Kâdirî, Hamza Hekimzâde Niyazi, Münevver Kaarî ve Çolpan gibi Özbek Cedit edebiyatının hemen bütün temsilcilerinin 1910-1920’li yıllarda kaleme aldıkları eserlerinde millî hususlar üzerinde önemle durulduğu görülmektedir. Böylece Türkistan’da eğitim başta olmak üzere siyasetten ticarete, ziraatten millî sanayiye, idareden, yönetim tarzından insan haklarına, Türkistan’ın işgalciler tarafından sömürülmesinden kadın haklarına, istiklâl ve hürriyet arzusundan millî devlet kurma çalışmalarına, din ve diyanet işlerinden ahlâkî yozlaşmaya, rüşvet ve adaletsizliklere kadar toplum hayatının bütün cephelerinde görülen eksiklik ve aksaklıklar teşhis ve tespit edilmiş, bunlar edebî eserler vasıtasıyla teşhir edilerek doğrusu halka gösterilmeye ve benimsetilmeye çalışılmıştır. Bu hususlar, Cedit hareketinin çalışma programını teşkil etmektedir. Cedidin yenilenme ve aydınlanma olduğu unutulmamalıdır. Ceditçi aydınlar, Türkistan’da daima Rusya’nın tahakkümünden kurtularak yeni bir dünya yaratmak ülküsüyle çalışmış ve hepsi hapishanelerde ve Sibirya çalışma kamplarında çürütülerek veya kurşuna dizilerek bu yolda kurban olmuşlardır. Bu sebeple mektep, bilgi sahibi olma, aydınlanma, gaflet uykusundan uyanma meseleleri, bütün Ceditçi aydınların üzerinde en fazla durduğu hususlar olmuştur.