“Onunla aramızda doğru dürüst bir şey geçmedi, bir gün A.’nın kullanmama izin verdiği ve beni tamamen yalnız bıraktığı evinde oturmuş televizyona bakıyorken Selma geldi, neden yazmadığımı sordu bana, ben de ağladım. Beni memelerinin arasına almak istedi ve beni bir hamlede kaptığı gibi yüreğine bastırdı, bastırdı, bastırdı -boğulsaydım memnun olacaktım. Onun sıcaklığından kurtulur kurtulmaz kollarını ısırdım. Siyah bir elbise giyiyordu ve kılığını bütünleyecek siyah eldivenler takmıştı; savaşı protesto etmek için elinden sadece bu saçma şeyin geldiğini söyledi, gözlerimden öptü beni -gözlerim şişmişti. Biraz kendime geldiğimde artık yan yana oturuyorduk, televizyonda Iraklılar Dicle nehrinde kaybolmuş iki İngiliz pilotu arıyorlar, sazlıklara ateş ediyorlardı. Çat, çat, çat, çat…”
"Semra Topal`ın ‘Gece Gülüşü’ romanı erotizmin sınırlarını zorlayan bir dil yaratma çabasıyla yazılmış."
- Asuman Kafaoğlu, Büke