Yeni anne olan bir kadının cinnetin eşiğinde gezinen bu karanlık öyküsünde, aile, evlilik, aşk, annelik, kadınlık gibi kavramlar en tekinsiz halleriyle dikiliyor karşımıza. Clarice Lispector ve Sylvia Plath’ın edebi izlerini takip eden yazar Ariana Harwicz, hem ele aldığı konulara yaklaşımı hem de taviz vermeyen üslubuyla, kadın kahramanının ruhunda, zihninde ve arzularının korkutucu dehlizlerinde sorgulayıcı bir yolculuğa çıkarıyor bizi.
Geber Aşkım, Mariana Enriquez ve Samanta Schweblin gibi çağdaş Arjantin edebiyatının son dönemine iz bırakan yazarlardan biri olan Harwicz’in kaleminden, bir kadının hayatının kırılma anları hakkında, büyüleyen ve yaralayan bir roman. 2018 Uluslararası Man Booker Ödülü Adayı