Çok uzun bir süre Filistin tarihi Kudüs’ün etrafında ve sürgün anılarıyla yazıldı, âdeta Gazze kıyıda kalmış bir tiyatro sahnesinden ibaretmiş gibi. Oysa 360 km2 lik bu kıyı şeridi tekrar en merkeze alınmalıdır, çünkü bu bölge hem birçok önemli şahsiyet yetiştirdi hem de 1948-1949’dan itibaren eşine az rastlanır bir mülteci yoğunluğunu sinesinde barındırdı. O zamanlar Mısır’ın ilhak etmek istemediği bu etrafı çevrili toprak parçası, kolektif bir ifade odağı, ardından da fedayinlerin beşiği hâline geldi.
Tam da burada FKÖ ve silahlı fraksiyonlar, 1967 sonrası Nasırcılığın yıkıntıları üzerinde geliştiler. Yine burada bu grupların mağlubiyeti 1972’de nihayete erince bölgenin bağımsızlığı İsrail lehine çevrildi ve İslâmcı hareketin atılımı elverişli hale geldi. Ve yine burada Filistin Devleti’nin kurulmasına yönelik o büyük 1987 ayaklanması patlak verdi ve o rüya yine burada el-Fetih ile Hamas’ın 2007’deki kopuşlarıyla tuzla buz oldu.
Bu pul kadar toprak parçası, yüzyıllar boyunca imparatorlukların kavşağı, Levant ile Mısır’ın bağlantı noktası oldu ve bu nedenle bugün *bir açık hava hapishanesine* indirgenmemelidir. Savaşın cilvelerinin bir ürünü olarak bir *yok-mekan* olmaktan çok uzak olan Gazze elbette Filistin milliyetçiliğinin başlıca merkezlerinden biridir.
Elinizdeki bu kitap Gazze’ye ayrılmış ilk tarih araştırmasıdır: O uzun hikayesini Antik Mısır medeniyetinden Osmanlı İmparatorluğu’nun sonuna dek getirip son yüzyılın olaylarını eşsiz bir titizlikle gözler önüne sermektedir.
Tarihçi ve Arapça uzmanı Jean-Pierre Filiu, Paris’in önde gelen Siyaset Bilimi Okulu *Sciences Po*da profesör olmadan önce Columbia (New York) ve Georgetown (Washington)’da ders vermiştir. Önemli eseri Apocalypse dans l’Islam (İslamiyette Ahiret) 2008’de Augustin-Thierry ödülünü almıştır. Diğer eserleri: Les Neuf Vies d’Al-Qaida (el-Kaide’nin Dokuz Canı) (2009) ve La Revolution Arabe (Arap Devrimi) (2011). Arap-Müslüman dünyası üzerine yaptığı çalışmalar yaklaşık on iki dile çevrilmiştir.