Tanınmış bir Filistinli babanın ve bilgili bir Lübnanlı annenin kızı olan Najla Said, New York City’de, kültürel kökeni ve kimliğine dair kafa karışıklığı ve çelişki içinde yetişti. Kim olması gerektiğinden emin değildi ve çoğunlukla da ailesiyle etrafındakiler arasında sezdiği farklılıkları inkâr etti. Her ne kadar bir Filistinli-Lübnanlı-Amerikalı olarak doğmuş olsa da, Najla’nın zihninde o önce bir WASP (Beyaz Anglo-Sakson Protestan), sonra da ergen bir Yahudi olarak büyümüş ve yetişkinliğine dek gerçek kökenini aslında reddetmişti. Büyüdükçe ve Filistin ile Beyrut’a olan ziyaretleri sıklaştıkça, Najla’nın dünya görüşü, kimliğini titizlikle seçmeye devam etmesini imkânsız kılacak ve bir bakıma kendisi ile tutkularını daha açık bir biçimde görmesine fırsat verecek şekilde değişti.
“Najla Said bir anı kitabından fazlasını yazmıştır. Filistin’i Aramak, her nerede olursak olalım, kendini yabancı hissederek yaşayan hepimiz için bir el kitabıdır.”
Moustafa Bayoumi