Feylesof Rıza Tevfik Bey, haksızlıklara tahammülü olmayan bir adam. O, şahsında birçok kimliği barındırır: Şair, doktor, pehlivan, araştırmacı, altı dil bilen bir diplomat, Avrupalı filozofları kendi yazdıkları dilde okuyup anlayan ve memleket insanlarına aktaran bir hoca bir yazar fikirlerini hayatıyla doğrulamış bir mutasavvıf ve “Feylesof”tur. Bu romanın kahramanı elbette Rıza Tevfik Bey’dir. Onun hayatı tabii ki yaşadığı dönemden, olaylardan ve siyasi yapıdan azade değildir. Değil mi ki o, dağılmak üzere olan altı asırlık bir imparatorluğun münevveridir, elbette sosyal çalkantılardan etkilenmiş, yaşanan savaşların-yıkımların acısı sonuçlarından payına düşeni almıştır. Mustafa Kaylı; birçok kaynaktan yararlanarak “Feylesof”la ilgili anlatıları, yaşanmışlıkları, onun trajedilerini kronolojik ve aksiyoner bir kurgu içinde işliyor. Bu roman, bir yakın tarih eşelemesi. Yazar; önemli bir münevverin trajedisini, tanıklıklarını ve itiraflarını dönemin diline sadık kalarak olduğu gibi meraklı okuyucuya taşıyor.