Bugün ideal yüzyıl insanı, "problem fark eden ve belirli durumlarda yapılması gerekeni gören insan" olarak betimlenmektedir. Böyle bir insan ise içinde bulunduğumuz sorun yumağına dönmüş dünyada olana yönelen, olan bitenlere ön yargısız bakabilen ve etik değer bilgisiyle beslenmiş bir bakışa sahip insandır. Problem gören ve yapılması gerekeni kestiren bu bakış, “iyi” planlanmış "insanlaştıran bir eğitim”den ve en başta felsefe eğitiminden beklenebilir.
Çağdaş dünyada felsefe eğitimi, "insanca yaşama"nın koşulu olarak en temel insan haklarından biri olarak anlaşılmaktadır. Bu nedenle içinde bulunduğumuz koşulları zorlayarak çocuklarımızın ve gençlerimizin felsefe yapabilme becerisi kazanma olanaklarını genişletmek, özgür düşünme alışkanlığı edinmeleri için gereken altyapıyı oluşturmak, yaşamsal bir önem taşıyor. İşte felsefe olimpiyatı, ortaöğretim düzeyinde dünyaya bu biçimde yönelme davranışının yaygınlaşmasına hizmet etmek adına açılan kapılardan biridir. Bu etkinliğin kendisinden çok ona hazırlanma süreci ve biçimi önemlidir. Felsefe olimpiyatlarına hazırlık sürecinde liseli gençler, çeşitli konular üzerinde düşünmeye ve değerlendirmeler yapmaya teşvik edilmekte; onların felsefi bilginin ne olduğunu, nasıl elde edilip kullanıldığını, neden önemli olduğunu kavrayabilmeleri ve yeniden yaratıp üretebilmeleri için zemin ve fırsatlar yaratılmaktadır. Böylece felsefe olimpiyatlarına hazırlanan ve katılan genç felsefeyi yaşamı anlamlandırma çabasında kullanmayı denemiş olmaktadır.
Farkındalık düzeyine ulaşılmış her gelişim döneminde felsefe yapılabilir. Ama çocuklar ve gençler, yetişkinlerden daha fazla bu konuda yol gösterilmesine ve o yolda kendilerine eşlik edilmesine ihtiyaç duyarlar. İşte bu denemenin amacı, -felsefe olimpiyatlarını temele alarak- liseli gençlerin felsefe yapma bağlamında doğru olan şeye giden "felsefe yolu"nu yürümesine ve ona eşlik edecek öğretmene yardımcı olabilmektir.