“…Fert sevgisinin çok üstünde bir cemiyet sevgisi vardır. Ve her varlık orada bıraktığı izlerle kıymet bulur.” (1933)
Fatma Nudiye Yalçı, bu satırları yazdığında henüz 29 yaşındaydı. Daha bir sene önce Beyoğlu 1931 adlı oyununu kaleme almıştı. İleride “Türk tiyatrosunda ilk kadın tiyatro oyunu yazarı” olarak kabul edilecekti. O ise “proleterleşmiş aydın” olmayı hedeedi, bu yönde eserler verdi. Bahsettiği cemiyet sevgisinin taşıyıcılarından biri olarak yaşamını işçi sınıının kurtuluşu mücadelesine adadı. Fatma Nudiye Yalçı, bu toplumda izler bıraktı, kadın olarak, komünist olarak ve Dr. Hikmet Kıvılcımlı`nın mücadele ve hayat yoldaşı olarak.
Kadın ve komünist düşmanı bir coğrafya, olguları çarpıtmaktan, yok saymaktan çekinmeyen siyaset kültürü, ister çıkar yüzünden olsun ister avamlık, marazileşerek devam eden her şeyi magazinleştirme hastalığı ve her şeyden önce zamanın kendisi... Tüm bunlar geride, birçok yanlış bilgiyle perdelenmiş, bilinmeyenleri bilinenlerinden çok olan bir yaşam örgüsü bıraktı.
Fatma Nudiye Yalçı`nın hayatını ve toplumda bıraktığı izleri ele alan bu çalışma, tüm bu handikaplarla mücadele edilerek, “ben Marksistim” diye haykıran Fatma Yalçı’nın kıymetinin hakkıyla teslim edilmesine bir katkı sunmak amacıyla hazırlandı. İlkeli, ihtiyatlı ve titiz bir tarih yazımına emek veren nicelerini selamlayarak...