Asırlar içinde incelen, zarifleşen, olgunlaşan İstanbul efendisi ile hanımefendisi, dillere destan İstanbul nezaketi, ağızlara lezzet olan İstanbul şivesi, işte, Sultan Mehmed’in getirdiği o köylüler, taşralılar arasından çıkmıştır. Bu yıldız şehri "Işıklarla Türk eden" deha onlarındır. Boğaziçi yalıları onların, konak hayatı onların, tepeleri, meydanları süsleyen şu camiler, şu sebiller, saraylar onların eseridir. Adaletiyle Tanrı’yı hoşnut eden kadılar, bilgisi umman dolduran hocalar, cesareti düşman yıldıran subaylar, tebessümü hayat bahşeden kadınlar hep onların verimidir.