İstanbul bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asken ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.
Hz. Muhammed (s.a.v.)-
Akşam saraya dönerken Sultan Mehmet kentin en neşeli insanları olan çingeneleri gördü. Erkeklerin ne iş yaptığını yanındaki Hasodabaşı’na sordu.
“At arabacılığı yanında kap kacak kalaylıyorlar Hünkar’ım.“ “Çingeneleri severim. Çok doğal insanlar.“
Saraya doğru ilerlerken bir müddet sessizlik oldu. Sultan’ın gözü Edirne’nin güzel evlerine takılmıştı. “Tez saraya varınca Edirnekarı ustası bul bana. Ormana yakın yere av köşkü yaptıracağım. Köşkün tavanını, dolap kanatlarını, sandıklarını, raflarını hep bezesin.“ “Peki Hünkar’ım.“
Aradan onbeş gün geçti. Sultan Mehmet ileriye yönelik büyük planları vardı. İstanbul’u almayı çok istiyordu. Amacına ulaşmak istediği için komşu milletlele iyin geçinmek istiyordu. Ülkenin, içinde de siyasi bir karışıklık istemediği için düşmanları ile olan eski antlaşmaları yenilemeyi uygun gördü; ancak genç hükümdarın bu davranışı, Avrupa devletlerince yanlış değerlendirildi.