İrem’in babası Adem Bey bir marangozdu. Evlerinin bahçesinde bir atölyesi vardı. Masalar ve sandalyeler üreterek para kazanıyordu. Aynı zamanda bu atölyede ahşap oyuncaklar yapıp çocuklara hediye ediyordu. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi İrem’in bir sürü ahşap oyuncağı vardı. İçlerinden en çok bebek evini seviyordu. Annesi Havva Hanım ise bir hemşireydi. Şehir merkezindeki hastanede çalışıyordu. İnsanlara yardım etmeyi çok seviyordu. Bu yüzden bu mesleği seçmişti. Ancak bazı geceler nöbetçi kalması gerekiyordu ve aklı İrem`de kalıyordu. İrem, artık annesinin nöbet tutmasına alışmıştı ama eskiden annesini çok özlüyordu. Uyuyamıyordu. Uykuya dalabilmesi için babası ona masal okuyordu. Genelde ağaçlar hakkında masallar okurdu.