Fantastik, Büyülü Gerçekçilik, Olağanüstü gibi imgelem türleri arasında yer alan Fantazya, özellikle Anglosakson Edebiyat içerisinde önemli bir yer almaktadır.
Peter Jackson`un çektiği ve büyük etki yaratan Yüzüklerin Efendisi ve onu takip eden Hobbit serisi fantazya diye adlandırılan edebi türün yaygınlık kazanması ve popülerleşmesine önemli katkıda bulunur. Joanne Rowling yine beyazperdeye uyarlanan Harry Potter serisi ile olağanüstü bir başarı kazanır ve Fantazya Edebiyatını zirvede tutmaya devam eder.
Çoğunlukla basılı yapıt uyarlamaları olan bu türden filmlerde, okur ve izleyicilerin ne buldukları ise irdelenmesi gereken bir durumdur. Bu irdeleme ise, kuşkusuz fantazyaya atılan ilk adımı oluşturacaktır. Ancak, herkesin öyle ya da böyle, doğru ya da yanlış bir fikir sahibi olduğu bu edebi türün özellikleri, ayırt edici tarafları, sınırları nelerdir? Çoğunlukla kadim dönemlerde sunulan doğaüstü varlıkların, büyücülerin, sıra dışı yaratıkların vs. bu türden eserlerde çok sayıda bulunmasının fantazyaya temel oluşturduğu ve bu edebi türü beslediği de görülür. Bununla birlikte, okur ya da izleyici söz konusu bu varlıklarla özdeşleşir mi? Onlarda ne bulur? Ya da yazarlar, bu arkaik, mitolojik dönem ve varlıklarla günümüz dünyası ve kendi dünyamıza ayna mı tutmak
isterler? Ayna tutarak bizlerde ne tür bir farkındalık yaratma amacı güderler? Güdüyorlar ise bunlar nelerdir? Bir özdeşleşme ve arınma sağlama hedef midir? Başka bir deyişle, fantazya tam olarak nedir? Diğer imgelem türleri ile arasındaki farklılıklar, benzerlikler nelerdir?
Doç. Dr. Aydın Ertekin, Fantazya Edebiyatı adlı eserinde, bu edebi türü örneklerle açıklayıp, tüm bu sorulara cevap vermeye çalışıyor.