Günümüz açisindan bakildiginda fabl, içerisinde bitki ve diger cansiz varliklarin yaninda genellikle hayvanlarin insanlar gibi davranip, konustugu küçük öyküleri, siir ve düzyazi halinde sunan bir türdür. Hemen her yerde karsilasilabilecek bu ve buna benzer tanimlarda yer alan unsurlar hakkinda tarihsel süreçte uzun uzun tartisilmistir. Aydinlanma çagi, Alman Edebiyati açisindan fabla iliskin soru ve sorunlarla iliskili tartismalarin heyecan ve çoskuyla yürütüldügü tek denilebilecek önemli bir dönemdir. Nitelik ve nicelik olarak öncesi ve sonrasiyla karsilastirilamayacak bir zenginlik yasanmistir. 50’den fazla fabl seçkisi yayinlanmistir. Tartismalara seçki kitaplarinda yer verildigi gibi bagimsiz çalisanlar da yayinlanmistir. Aydinlanma ruhunu, edebiyat açisindan açisindan zirveye daha dogrusu mükemmellige tasiyan isim G. E. Lessing’dir Bu açidan kendisine rakip çikmamistir. Fabl teori konusunda da ayni durum geçerlidir. Kendisinden önce yapilan tartismalar, elestirel yönetiminden geçerek onun sisteminde yer almistir. Sonuçta da, o zamana kadar ara yerde duranin fablin bir tür olarak oturmasi ve kabul görmesi çabasini basariyla yürütmüstür.