Mehmet Rauf’un, Türk edebiyatının “ilk psikolojik romanı” kabul edilen Eylül romanı, Servet-i Fünun dergisinde 7 Haziran 1900 ile 14 Mart 1901 tarihleri arasında tefrika edilmesinin hemen ardından Servet-i Fünuncuların eserlerinden oluşan Edebiyat-ı Cedide Kütüphanesi’nin bir kitabı olarak yayımlanır.
Eylül hakkında bugüne kadar yazılanlara bakıldığında, romanın evli bir kadınla eşinin akrabası genç bir erkek arasında gelişen bir aşkı işlediğini, yazarının bu eseri birtakım Batılı yazarların etkisi altında kaleme aldığını, eserin ilham kaynağıyla ilgili olarak da yüzeysel hatta spekülatif bilgiler ileri sürüldüğünü görürürüz.
Oysa Eylül, yazarının okuduğu birçok eserin, yaşantılarının ve –belki kendisinin bile farkında olmadan– maruz kaldığı birçok etkinin sonucunda ortaya çıkan bir romandır. Eylül, psikolojik bir roman olmasının dışında, insanî öze ilişkin değerlere dokunması bakımından da edebiyatımızın önde gelen eserleri arasında yer almaktadır. Bu bakımdan, yüzeysel bakış açılarından çok Eylül’ün taşıdığı edebî değerin ortaya çıkarılması için romanın barındırdığı özelliklere daha dikkatli ve derinlikli yaklaşılması gerekir.