Müslüman bilim insanlarını ve düşünürleri; Doğa, doğa olayları ve canlılar dünyası ile ilgilenmeye,bilimsel çalışmalara motive eden şey neydi? Kuşkusuz bunun nedeni,öncelikle içinde bulundukları sosyo-ekonomik koşullar ve ihtiyaçlar idi.Onları bilimsel araştırmaya güdüleyen bir başka sebep ise,hemen her gün inceledikleri Kur`an`nın,doğayı araştırmaya teşvik eden mesajları idi. Bu mesajlarda sık sık doğaya,doğa olaylarına ve canlılar dünyasına dikkat çekiliyor; bunların gözlemlenmesi ve incelenmesi teşvik ediliyordu.
Nitekim Nazzam (775-845); kumun (potansiyel) ve zuhur (açığa çıkma) teorilerini (Vakıa, 56/71-72; Yasin, 36/80); Cahız (776-869) mutasyon fikrini (Bakara, 2/65) ilgili ayetlere dayandırmıştır.Biruni (973-1051), Dünya Güneş ve Ay`ın yaratılmas süresinin bizim saydığımız anlamda `gün` (24 saat ) olmayacağını, bu sürecin binlerce yıl süren bir yaratılma ile mümkün olabileceğini (Hacc,22/47; Secde 32/5; Meariç, 70/4); yaratılışın başlangıcı ve geçmişe ilişkin bilgilerin çoğu kez hurafelere dayandığını (İbrahim, 14/9) ilgili ayetlerle insanın yaratılmasını açıklarken,(Hicr, 15/26-29; Nuh,71/14,17 ) söz konusu ayetleri referans almıştır.
Darwin (1809-1882)`den önce,İslam dünyasındaki bazı bilim insanları ve düşünürler,doğa üzerinde yaptıkları gözlemler veya bu gözlemlere dayalı felsefi çalışmalar sonucu vermişlerdir.Nazzam,türlerin,basit (ilkel) türlerden kompleks türlere doğru çok uzun zamanda evrimleşmesinden;Cahız ve Biruni, eserlerinde,doğal seçilimden ve mutosyon fikrinden; İbn Miskeveyh (940-1030) ve İbn Haldun (1332-1406) canlılar arasındaki hiyerarşik sınıflandırmadan söz etmişlerdir.