Eski bir Roma deyişi "Söz uçar, yazı kalır" der...Bizim kültürümüzde de "Âlim unutur ama kalem unutmaz" şeklinde paralel bir deyiş vardır. Marx’ın dediği gibi; katı olan her şeyin buharlaştığı, internet evreninin suya yazı yazmaya benzediği postmodern bir çağda, eski geleneklere hâlâ hürmet eden bir yazar, defterindeki yazıları somutlaştırmaya karar verdi. Peşinen kabul edilen varsayımları sorgulamaya çalıştı ve düşündüğü konuları mümkün olduğu kadar farklı açılardan inceledi.Doğaldır ki bu düşünceler yazarın kişisel hayatıyla biçimleniyor; ama yazar kendini zaman-mekân ve bilgi dünyasında koordinatlandırmaya çalışarak, kişisel-yerelden insaniyete ve evrensele doğru bir yolculuğa bırakıyor.Bu yazılar, 2000-2012 yılları arasında, dünyanın hakiki merkezi olan İstanbul’da kaleme alındı... Bütünü görmeye çalışan; "Nereden geldik, nereye gidiyoruz?" sorunsalını kurcalayan; başka eser ve fikir sahiplerinin metinlerine göndermeler yapan ve disiplinlerarası yaklaşımı benimseyen bu denemeler, umuyoruz meraklısına hoşça vakit geçirtir. Ve umuyoruz ülkemizde, özgün, yerel ama aynı zamanda evrensel bir düşünce sentezinin mayalanma sürecine karınca kararınca katkıda bulunur.
Yayınevi
:
Ozan Yayıncılık
2. Hamur