Meyra, gözlerini araladığında karşısında gördüğü uçsuz bucaksız gökyüzünü kucaklayan kocaman yıldızlara dehşetle baktı. Elini uzatsa tutabileceği kadar yakın, onları asla tek elle taşıyamayacağı kadar ağır yıldızlar o gece onun için oradaydılar.
Annesinin 20. yaşında yüz çevirdiği Kızıl Gezegene 20. yaş gününde astronot babasının hırsı yüzünden sürüklenen Meyra için artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktı. Karşısında gördüğü yüzü olmayan muhafızlar ona yeni yaşam alanının korkunçluğunu kanıtlarken kentin veliahdının tanıdık biri olması elbette
Tanrı’nın bir mucizesiydi.
Tehlike çanları kızıl gezegende çalarken her şeyin, herkesin göründüğünden apayrı olmasıyla baş etmeye çalışan Meyra, benliğinde oluşan değişimi fark etmeden Sirena’ya dönüşürse?
Su Yükseliyor. Sirena Uyanıyor. Sahte Gerçekler, Gerçek Yalanların İçinde Boğuluyor.
*Bedenimi suya armağan ettim, ruhumu ailemi katledenlere…*