Tükendi
Stok AlarmıÖzgürlüğe kanat çırpmak
Sabahın erken saatinde iki asker beni almaya geldi. İdarenin olduğu yere götürüldüm ve eşyalarımı teslim aldığıma dair benden imza istediler, attım. Hesabımdaki paraları nakit olarak aldım. Eğer param olmasaydı aylarca yabancılar şubesinde kalmam gerekebilirdi. Bunu daha önce çok duymuştum, yani devlet uçak veya otobüs biletlerini tutuklunun parasıyla alıyordu. Onun için hazırlıklıydım. Tahminen bana yetecek kadar parayı kendime aldım, diğer fazlasını da İran’da kimsesi olmayan arkadaşların hesaplarına yatırdım. Sonra bir binek arabayla yabancılar şubesine götürüldüm. Orada tam olarak on beş gün hukuka aykırı bir şekilde bekletildim ve evet, orada da hücreye atıldım! Büyük uğraşlar sonucunda şubenin sorumlularından biriyle görüşme imkânı bulup durumumu kendisine izah ettim. Neyse ki vicdana geldi ve kendi paramla bana İstanbul’a bir uçak bileti aldı. Ertesi günün akşamüstünde polisler eşliğinde havalimanındaydım. Sabah saat yedi uçağıyla İstanbul’a hareket ettik. Ne tuhaf bir rastlantıydı ki yakalanma tarihim ve serbest kalma tarihim aynıydı. Yakalanma tarihim 28 Nisan 2005, serbest kalma tarihimse 28 Nisan 2011. Uçağımız üç saatlik bir uçuştan sonra İstanbul’a indi. Merhaba yeni yaş...