“Bugüne kadar binlerce çocuğu büyüttük besledik kimse `yeter` demedi. `Üç çocuk daha` dediler. Binlerce kişilik çorba pişirdik. Kimse bize aşçı demedi, bu bizim vazifemiz olarak görüldü. Binlerce sökük diktik, kimse terzi demedi aksine `çalışmaya devam` dediler. Binlerce bütçe denkleştirdik, kimse bize ekonomistsiniz de demedi, `suyu biriktirin, ekmeği evde yapın` dedi. On binlerce dert dinledik, kimse `psikolog` demedi, daha fazla anlayış istediler. Biz de onların bu söylediklerine karşı günlerimizi, aylarımızı, yıllarımızı, emeğimizin karşılığını, hayatımızı istiyoruz”.

Okuyacağınız kitap, yukarıya alınan ve kadınların ev yaşamının gerçek özeti sözlerin anlamı üzerine düşünmek, teorik-politik ve pratik çözümlenmesi amacıyla yazılmıştır. Bütün sınıflı toplumlar gibi kapitalist sistem de kadının ev içerisindeki emeğine el koyuyor. Bunu da esasen evlilik kurumuyla sağlıyor. Kadın emeğini evdeki halinin iktisadi toplumsal, siyasal nedenleri, sonuçları, iş piyasasında kadın emeğine olumsuz etkileri üzerindeki -yeni incelemelerle daha da açığa kavuşan- dâhil olmak üzere, irdeliyor. Sorunu değişik yönleriyle incelerken feminist ve sosyalist feminist görüşlerle de tartışıyor. Eviçi emek sömürüsü ile eviçi şiddetin ilişkisini, erkek-devlet bağlamıyla irdeliyor.

Kadın emeği üzerine yeni analitik incelemeler, soruşturma ve anketler, hele de Covid-19 salgını bu sorunda bir kez daha, yıllardır uykuya yatırılan sosyalist kadın bakışının, çözümlemelerinin bir sağlamasını verdi. Dolayısıyla bu bakış açısının oluşumuna ve ilerletilmesinden mücadelesine kadar akıl koymuş, emek harcamış sosyalist kadınlara teşekkür ediyor, bütün kadın hareketinin ilgisini bekliyorum.

Mukaddes Erdoğdu Çelik