Tren rayları gıcırdatarak bir başka küçük kasaba istasyonunda daha duruyor. Ortalıkta treni durduran elemandan başka kimse görünmüyor. Pencereden eğilip bakıyorum bu istasyonda inen binen var mı diye. İki ufak tefek adam bir tabutu indirmeye çalışıyorlar. Güçleri yetmeyince de sağa sola bakıyorlar. İstasyon görevlisi kafasını sağa sola sallayıp kızgınlığını belli ettikten sonra onlara yöneliyor. Yardım ediyor. İndiriyorlar. Üç kişi zar zor tabutu istasyonun önündeki iki tahta banktan birinin üzerine koyuyorlar. Tren ağır ağır hareket ederken harekete geçmem gerektiğini hissediyorum. Trenin kontrolörü benim. Sonraki durakta inecek yolcuların kaydını tutmak benim işim. Yalnızca ölenlerle onların yakınları iniyor trenden.