Yavuz Özdem Göl’le(1991) başladı şiir serüvenine. Sonra Bir Yüzle Yürümenin Kitabı (1994), Adınız Kime (1997) ve İstanbul Yolcusu Kalmasın (1999) ile başladığı şiir serüvenini giderek ülkenin serüveni haline getirdi, Anadolu`nun İstanbul`a göçü tinsel bir boyutta sürdü. Göç eden Türkiye insanının dramını tinsel ve kültürel boyutta anlamaya ve anlatmaya çalıştı. Yer Gece Dinlenir (2005), Gümüş Ten Fotoğraf (2007) ve Meydanda Kalalım (2010) kitaplarıyla bu çizgisini derinleştirmeye çalıştı. Bir tür kamu şiiriydi yazdığı (kamu malı değil).Kendi gerçekliğinden toplumsala uzayan, kamuyu içeren bir şiir. Yaşlı Kitap (2014) ve Unutmama İmgesi (2019)’nde ise bu şiirsel epik serüven kendi öznel geçmişine yöneldi; geçmiş, çocukluk, baba, ana ve geçmişe ait nesneler bağlamında sürdü. Böylece dünyayı, çocuk imgelemi ve nesneler dolayımında şiirleştirdi. Yavuz Özdem göç eden insanların ağzından yazarken yarattığı kamusal gerçekliği bu defa şahsi düzeyde geliştirdi. Yani göç olgusunu yaşayan Anadolu` insanının maskesini çıkarıp kültürel kodlarını kendi çocukluğunu nesne edinerek, nesne-insan ilişkisi bağlamında yaşayan insanın maskesini taktı. Bu iki persona kültürel zenginlik olarak şiirine gittikçe tinsel olanda soyut bir kıvam kazandırdı.
Evden Çıkıp Yürüdüm işte bu birikimin yarattığı usta bir şairin kaleminden çıkan usta işi inşa edilmiş bir kitap. Bu defa şiirini ana teması ev, eş, baba, ana, nine, yürümek gibi yaşamının odağında yer alan kavramlar dolayımında inşa etti. Yakın olduğu kişiler de özellikle yürümek bahsinde yaşamının bir parçası olarak şiirin içeriğinde yer aldı. Bu kavramlar, ilintiler, ilgiler hayat hakkında şiirinin felsefi çıkarımlarla derin yapısını örgütledi. Bu düşünsel arka plan “yürümek, ölüm korkusu, imge” gibi kavramlar bağlamında içerik ve derinlik kazandı. Bu yapıtı okurken hayatın şiirdeki dokusunu elle tutabilecek, şiirin soyut bir bağlamda hayattaki yerini daha yetkin bir şekilde görebileceğiz.
Metin Cengiz