Tükendi
Stok AlarmıGalerinin birinde her gün kullandığınız bir blenderın içine hapsolmuş, ziyaretçilerce dilimlenmeyi bekleyen kırmızı balıkçıklar, diğerinde formaldehit tankından boş gözlerle bakan ölü bir köpek balığı, terkedilmiş bir mekânda vücuduna bal sürüp böceklerin kendisini yemesini bekleyen bir sanatçı, bir de doğaya yayılmış renkli şemsiyeler ve çeşitli video teknolojileriyle yapılmış sanal gerçeklik odaları ile dans, tiyatro karışımı performanslar var. Bugün çağdaş bir sanat eseri denildiğinde işte tam da bu tür yapıtları anlıyoruz. Peki ya tuval yüzeyine dağılmış renkli boya kümeleri, biçimi bozulmuş geometrik şekiller ya da doğa temsillerine ne oldu, neredeler? Hatta evime, zevkime göre güzel bir manzara, en azından hayatıma görsel estetik bir zevk katacak o güzel sanat eserlerine ne oldu? İşte tam da bu tür karşılaşmalar noktasında estetik, sanat eğitiminin merkezinde etkin rol oynar.
Dahası bir sanat öğrencisi olmasanız bile eğer sanat nedir, müze ve galerilerdekilere kim sanat dedi, sanat eserlerine kim paha biçer, onlara nasıl değer verilir, sanatta ölçütler var mı, sanatı nasıl anlayabiliriz, eseri anlamlı kılan izleyici midir, yoksa…?
Sanatın işlevi veya amacı var mı, varsa nedir, renkler ve zevkler gerçekten de tartışılmazmı gibi sorularınız varsa, ya da sanat öğrencisi olarak bir resmi sanat eseri yapan ölçütleri ararken, sanatçı olmanın sadece teknik ve malzeme sorunlarıyla baş etmekle kalmayıp gün geçtikçe neden bu denli karmaşık bir süreç olmaya başladığını düşünüyorsanız, hele bir de sanat eğitimcisi iseniz, hem akademik alandaki yolculuğunuzda deneyimledikçe, hem de derslerde kuram ve uygulama arasındaki boşluğa yönelik sorularınız her geçen gün çoğalıyorsa işte bu noktada doğru bir kaynağa yöneldiniz.
Çünkü bu kitapta bunlara benzer soruların yanıtları, alanyazın ve tecrübelerle harmanlandı. Elinizdeki kitap sanat sorunlarıyla her aşamada yüzleşen biri tarafından yazıldı. Merak, hayret ve şüpheyle dolu iyi okumalar diliyorum.