Türler arası temaslar, öngörülemeyen bir aşk ve insanlığın sonunu getirecek bir virüsün yıkıcı etkisi…
Mélanie Candan’dan alışılmışın dışında bir bilimkurgu hikâyesi.
İnsanlarla birebir olarak aynı görünüme sahip uzaylılar, dünyaya gelip temas kurduğunda, sıradan bir
hayat süren Lucie için işler giderek tuhaflaşmaya başlar. Bir yandan hayatındaki garipliklere bir anlam
bulmaya çalışan Lucie, bir yandan da insan ırkının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gerçeğiyle
yüzleşecektir.
“Lucie, araştırma yaparken birkaç sene önce yazılmış ‘Esrarengiz Benzerlik’ isimli bir makale buldu.
Bu makale insanlarla aynı görünüme sahip uzaylılardan bahsediyordu. Fakat NASA bu makaleyi
görmezden gelmişti.
Bu makalede yazanlar karşılaştığı genç çocuğun görünümüne tam olarak uyuyordu. Bu da onu
korkutmaya başladı! Makalenin bir kısmı şöyle diyordu:
‘Uzaylılar dünyamızı yeni icatlarıyla istila edecekler. Bu yeni icatları sayesinde insanlarla aynı görünüme
sahip olabilecekler ama herhangi birinin değil! Var olan insanların görünümüne girecekler! Tabii ki
kalpleri yok fakat kalp atışlarının yerini tutan başka bir şeyleri olacak ve bu yüzden ölü bir insan gibi
soğuk olacaklar…’”