Bu adamı sevmek ölümle eş değerdi.
Kadın intihar etti.
Hikâyeler ve acılar aynı, isimler farklıydı. Genç adam hayatını sakladı. Kadın bu yüzden yaralandı. Yine de...
Aşk bütün dengeyi bozmak için enselerinde bekliyordu! Ağzımda tatlı bir zehir dolanıyor, dilimi damağıma vurup konuştukça yutuyorum, kanıma karışıyor. Zehri değil, kırmızı bir şafağı kusuyorum. Bir gemiye biniyor benliğim, usulca uzaklaşıyor benden. Bedenim kördüğüm oldu illet bir aşk sancısına. Zehir, kan oldu ve aktı gözlerimden yaşlar gibi. Zihnim acıya gebe kalıp doğurdu.
O acıyı elleri ile büyüttü. Acının koynunda saklı bıçak, beni tam sırtımdan vurdu. Kalbim, abanoz kesildi. Siyah bir ekrana, gözümün önüne çekilen perdede yüzüm belirdi. Yaktım yüzümü kendi kanım bulanmış parmaklarımla. Çaresizce az önce Yiğit`in, aşkın çıktığı kapıya baktım. Çıkmak için kalbimin kapısını da zorluyordu, elimi göğsüme bastırarak uzaklaştırmadım onun ruhunu ruhumdan.
Aşk terk etti, aşk katilim oldu.
Adam döneceğine yemin etti.
Kadın kabul etmeyeceğine söz verdi.
Kader yollarını yine birleştirince, ne olacağını kim bilebilirdi?