Şehzade, dört şövalyeyi bir padişah vakarıyla kabul ederek tekliflerini dinledikten sonra; ` bırakıp size misafir geliyorum. Dindaşlarımın bedduaları şimdiden kulaklarımda çınlıyor. Bana bu acıları ancak sizin nezaketiniz unutturacaktır. Umarım ki Güleryüz ve tatlı dille mahsun gönlümü şadedersiniz. Ahdinizde vefa gösterip beni incitmezsiniz.`
Şövalyeler boyunlarındaki altın haçları öperek yemin ettiler. Şehzadenin `pek aziz` bir misafir olarak kendilerine şeref vereceklerini söylediler.