Mondros Teslimiyeti’nin Esir İstanbul’u. Büyük kulüplerde eğlenceler, Türk mahallelerinde yaslar... Cephelerdeki şehitlerden söz etmeler ve duvardaki şehit olmuşların fotoğrafları... Bir yanda çöküş ve çürümüşlük, öte yanda yeni hayaller... İstanbul’da teşkilatlanma çalışmalarını yapan Mustafa Kemal Paşa o gün akşam üzeri, İttihat ve Terakki’nin zamanın önde gelen isimlerinden Sapancalı Hakkı Bey ile Pera Palas Oteli salonlarında buluşmuşlardı. Konuşmalar sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Fethi Bey ve Sapancalı Hakkı, Mustafa Kemal Paşa’nın bir büyük tarih yolculuğuna çıkacağını anlamışlardı. Bu sözler o zamanlar sanki bir parola olmuştu. İstanbul teşkilatlanıyordu. Mustafa Kemal Paşa İstanbul Kuvvası’nı kurduruyordu. Başındakilerden birisi Yüzbaşı Dayı Maksut’tu. O sırada Dayı Maksut’un yanında bulunan Binbaşı Salih Bey, Gümüş Kabze Reşit gittikten sonra tek bir şey söyledi: "Vatan evladı." Yüzbaşı Dayı Maksut, heyeti Mustafa Kemal Paşa’ya götürdü. Gece vaktiydi. Gizlice gittiler; çünkü İtilaf Devletleri’nin istihbaratlarının takipleri vardı. Heyet Mustafa Kemal Paşa ile uzun uzun konuştu ve sonunda "Sizin emrinizdeyiz" demişlerdi. Gecenin geç vakti. Bahçe kapısındaki çan işaret verir gibi üç defa aralıklarla çaldı. Dr. Münir gelenlerin yabancı olmadığını anladı. Kapıyı açtırdı. Gelenler Balıkçı Salih Reis, Rumelili Deli Ömer, Kehribar Ali ve Zeybek’ti. Yeni vazife verileceği için çağrılmışlardı. Yanlarında kolundan kan sızan bir başkası da vardı.İstanbul’un ünlü otellerinden Kroker, Yedi Düvel komutanlığının karargahı olmuştu. Balıkçı Salih Reis oraya bir baskın vermeye karar vermişti. Taylan Sorgun’un Kaleminden Daha Önce Hiç Bilinmeyen Yönleriyle Mustafa Kemal’in Anadolu’ya Geçmeden Önce İstanbul’daki Gizli Teşkilatlanması Ve O Günlerin Hiç Bilinemeyen Mücadeleleri....