Bu karanlık ve can sıkıcı cuma akşamında, arabamın lastikleri Teoman`ın kaseti kadar hüzünlü, Teomanı`ın kaseti dünyanın uçsuz bucaksız gökleri kadar kasvetlice dönüyor, dönüyor, dönüyorken, ben senelerdir hiç ara vermeksizin girdiğim Pele`nin Halı Sahası`nın içimi acılara boğan devasa kapısından bu defa giremedim; arabamı ötelere, yıllardan beri getirmeye koktuğum şehirlere, yıllardan beri sokaklarında yürümeyi korkarak düşlediğim şehirlere, insanlara, umutlara doğru sürdüm, sürdüm, sürdüm... Yaşadığım şehrin pırıl pırıl ışıkları, arabamın dikiz aynasında kaybolduğunda, artık hiç tanımadığım bir dünyanın eşiğinde olduğumu biliyordum.