Sanayi devriminden bu yana yaşanan endüstriyel ilerleme, teknolojinin hızlı gelişimi, hızlı nüfus artışı, yaşam standartlarının ve tüketici beklentilerinin yükselmesi gibi nedenlerle enerjinin insan hayatındaki önemi her geçen gün artmaktadır. Ancak dünyanın ilk on ekonomisinden biri olmayı hedefleyen Türkiye enerji kaynakları açısından yeterli değildir. Tükettiği enerji daha çok fosil tabanlı yakıtlara dayanmakta ve bunun da büyük çoğunluğunu ithal etmektedir. Fosil tabanlı yakıtlara dayalı bu tüketim kalıbı uzun vadede sürdürülebilir değildir, çünkü fosil tabanlı yakıtların mevcut rezervlere dayalı hesaplanan ömrü 50-100 yıl arasında değişmekte, küresel ısınma olgusu ülkeleri daha temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları bulmaya itmekte ve söz konusu ürünlerin uluslararası piyasalarda fiyatları sürekli dalgalanması öngörü imkanlarını sınırlamaktadır. Buna bağlı olarak pahalı enerji hem tüketici için cazip olmaktan çıkmakta hem de sanayici için maliyet yükünü artırmaktadır. Dolayısıyla bu koşullar altında enerjinin kaliteli, güvenilir, ucuz ve zamanında sunulabilmesi için üretimi arttırmaya dayalı klasik enerji politikaları yeterli değildir. Ulusal ve uluslararası enerji politikaları bölgesel ve küresel güç denkleminde belirleyici role sahiptir ve yetersiz/ sürdürülebilir olmayan enerji üretim-tüketim yapısı Türkiye’yi hedeflerine yaklaştıramayacaktır. Bu noktada ülkemiz coğrafi konumunun verdiği bazı avantajları kullanarak, enerji köprüsü rolüne vurgu yaparak ve enerji ticaretinde hacim kazanarak hem kendi enerji güvenliğini artırabilecek hem de ekonomik-siyasi hedefleri doğrultusunda gelecekteki bölgesel lider ülke olma pozisyonunu destekleyecek şekilde enerji konusunda çekim merkezi olabilecektir. Bunu da ancak kritik proje ve anlaşmalarda yer alarak, enerji üreticisi komşu ülkelerle işbirlikleri geliştirerek, enerji borsasını kurup, enerji alt yapısını güçlendirerek yapabilir.
Bu bağlamda ilk olarak enerji konusunda kavramsal çerçeve çizilmiş, enerjinin önemi, enerji üretim ve tüketimini etkileyen faktörler verilerek enerji piyasalarının işleyiş dinamiği anlatılmaya çalışılmıştır. Enerji ekonomisinin interdisipliner özellikleri, öncül ve ardıl bağlantıları kapsamında çalışma alanı ve ülke ekonomisindeki rolü belirtilmiş, güncel istatistiksel tablo ve grafiklerle hem dünya’nın hem de Türkiye’nin enerji profili çizilerek enerji konusunun ekonomi ve ulusal güvenlik açısından önemi vurgulanmıştır.
İkinci bölümde enerji politikalarının temeli olan enerji güvenliği kavramı için teorik çerçeve çizilmiş, Türkiye ekonomisinin makroekonomik görünümü ve kendi enerji profili tablo ve grafiklerle belirtilmiştir. Enerji güvenliği Türkiye açısından değerlendirilirken alternatif politika aracı olarak boru hatlarının avantaj ve dezavantajları, boru hatlarına dayalı politikaların Türkiye’nin enerji üssü olma rolüne olan desteği açıklanmıştır.
Üçüncü bölümde ülkemizin enerji ticaret merkezi, dağıtım ve iletim merkezi (hub) olabilme durumu değerlendirilmiştir. Türkiye’nin enerji koridoru rolü ve onun bileşenleri verilmiş, Türkiye’nin enerji koridoru olma hedefinin de ötesindeki asıl amacı olan enerji hub kavramı için gerekli olan tanımlamalara, içeriğindeki unsurlara ve bir hub kurabilmenin ülkeye sağlayacağı faydalara Türkiye’nin uzun vadeli hedefleri bağlamında değinilmiştir. Türkiye’nin enerji hub olabilmesi için enerji jeopolitiğinde, enerji diplomasisinde, dış politikasında, enerji sektörünün yapısal gelişiminde, enerji köprüsü olarak aldığı pozisyonda ve yerli enerji alt yapısı noktasında yapılması gerekenler ifade edilmiştir. Diğer yandan elektrik, doğal gaz ve petrol piyasalarının tarihsel gelişimi ve yeniden yapılandırma süreci irdelenmiş ve söz konusu piyasaların yeniden yapılandırma sonucunda geldikleri nokta Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma hedefi doğrultusunda olumlu ve olumsuz yanları ile ele alınmıştır.
Çalışmamızın son bölümü politika önerilerine ayrılmıştır. Bu bölümde önce enerji politikaları tanımı, önemi, türleri, özellikleri ve uygulaması bağlamında ana hatları ile verilmiş ve son olarak Türkiye’nin enerji hub olma yolundaki politikaları değerlendirilmiştir.