Güzel, zeki ve zengin olan Emma Woodhouse halinden son derece memnundur ve hayatında ne aşka ne de mutlu bir evliliğe gerek görmüyordur. Ne var ki etrafındaki insanların aşk hayatlarında etkin bir rol üstlenmeyi, çöpçatanlık yapmayı çok seviyordur. Fakat dostu Bay Knightley`nin uyarılarını dikkate almayıp yeni arkadaşı Harriet Smith`e münasip bir eş adayı ayarlamaya kalkınca, titizlikle hazırladığı planı çok geçmeden ortaya çıkar. Bu planın, hiç beklemediği sonuçları olacaktır.
Emma, yayımlanmasının üzerinden 200 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, biçim ve teknik açısından devrimci bir roman olma özelliğini koruyor. Başkahramanımız Emma Woodhouse`un öznel bakış açısıyla yazılmış olan Emma, bu yanıyla Flaubert, Joyce ya da Woolf`un olağanüstü deneysel romanlarının öncülü sayılmaktadır. Emma, herkes gibi kusurları olan büyüleyici başkahramanıyla ve insan ilişkilerini nüktedan biçimde ama derinlemesine işlemesiyle, Jane Austen`ın en kusursuz romanı olarak görülmektedir.
"Emma, roman türünün kusursuz bir örneğidir."
-Şair Thomas Moore-
"Jane Austen`ın Emma romanı onun başyapıtıdır, ilk romanlarının ışıltısıyla yoğun bir duygusallığın karışımıdır."
-Robert McCrum, Observer-
"Eğer Austen daha uzun yaşasa ve daha çok yazsaydı, Henry James ve Proust`un selefi olması işten bile değildi."
-Virginia Woolf -