Tükendi
Stok AlarmıHalk hikâyeleri, toplum hayatında sosyo-kültürel yapının değişmesiyle birlikte destandan sonra ortaya çıkmıştır. Çoğunlukla âşıklar tarafından sözlü kültür ortamında saz ile icra edilen halk hikâyeleri, yazılı kültür ortamında da varlığını sürdürür. Halk hikâyeleri, genellikle aşk ve kahramanlığı -kimi zaman ikisini birden- konu edinen nazım-nesir karışık şekilde olup anlatmaya dayalıdır. Halk hikâyeleri; destan, masal, alkış, kargış, atasözü ve deyim gibi pek çok türe ve kalıp yargılara ait örnekleri barındırabilir. Çalışmada incelenen Elif ile Mahmut hikâyesi de bir çok kültürel ögeyi ve halk edebiyatı ürününü içerir. Elif ile Mahmut hikâyesi çeşitli epizot yapısına, destan ve masal motiflerine sahiptir. Hakkında çok fazla araştırma yapılmayan Elif ile Mahmut hikâyesi üzerine ilk müstakil inceleme 1958`de Alman araştırmacı Edith Fischdick tarafından yapılmıştır. Ali Berat Alptekin, 1983 tarihinde sözlü kültürden derlediği metni inceler. Elif ile Mahmut hikâyesinin sözlü ve yazılı eş metinleri üzerine karşılaştırmalı olarak bütüncül bir incelemenin yapılmamış olması bu çalışmayı gerekli kılmıştır. Hikâyenin sözlü kültürden aktarılan metinlerinin az olmasına karşılık yazılı kültürde yazma, taş baskı, matbu ve roman olarak pek çok metni tespit edilmiştir. Çalışmanın asıl amacı belirlenen eş metinler (3 yazılı- 2 sözlü) arasındaki değişim ve dönüşümü tespit edip çözümlemektir. Eserde halk hikâyeciliği geleneğiyle ilgili temel bilgiler verildikten sonra Elif ile Mahmut hikâyesinin gelenekteki yeri de sorgulanmıştır. Ayrıca eş metinler; epizot, kurgu eşikleri, mekân, zaman, motif, şiirsel yapı vd. açılardan karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu bağlamda Elif ile Mahmut hikâyesi üzerine ilk kez kapsamlı olarak gerçekleştirilen bu çalışmayla halk hikâyeciliği konusunda araştırmacılara katkı sağlayacağı düşünülmüştür.