"`Bu dünyada işini yürütmeyi bileceksin` diyen, çıkarı uğruna her türlü hileye başvuran, başkalarındaki dürüstlüğü yadırgayan Şükrü var bir yanda; öbür yanda ise `Onu bunu aldatacağıma kendim aldanırım daha iyi` diyen Elif. Şükrü`ye göre herkes Elif`in ölmüş kocası Durmuş gibi soylu olaydı, çoktan tükenirdi insan soyu; Elif`e göre ise, herkes Şükrü gibi olsa, insan olmaktan çıkar insan soyu. Demek ki oyun, ta baştan beri türlü biçimlerde sürüp gelen iyi ile kötünün çatışmasıdır, insanların yaşamını büyük çapta belirleyen bu iki gücün açık ve örtülü diyaloğudur bir anlamda."