Yezid, Hüseyin’in kardeşi İbn Hanefiyye’ye şöyle dedi: “Allah beni ve seni Hüseyin b. Ali hakkında korusun. Vallahi bu olayın (Kerbela) sana ne kadar yararı olduysa bana da o kadar yararı oldu. (Yine bu hâdise) Seni ne kadar acıtıp incittiyse beni de o kadar acıtıp incitti. Eğer onu öldürme görevini ben üstlenecek olsaydım kuşkusuz onu öldürmez, gözümün gitmesine neden olsa dahi ölümü ondan bertaraf eder, sahip olduğum her şeyi feda ederdim. Ancak o bana zulmetti, akrabalık bağını kesti, hakkım/hâkimiyetim hususunda benimle niza(y)a kalkıştı. Beri taraftan Ubeydullah b. Ziyâd da bu konuda benim reyime göre amel etmedi. Onu öldürme hususunda acele davrandı ve onu öldürdü. Kaçırılan fırsatlar ise asla bir daha ele geçmez. İmdi, hakkımız hususunda diyetle hoşnut etmek bizim üzerimize vacip değildir. Ancak hakkımız ve Allah’ın sadece bize tahsis ettiği şey hususunda kardeşinin (Allah’ın rahmeti onun üzerine olsun) de bizimle çekişmemesi gerekirdi. Onun başına gelenler benim için de ağırdır. Selam ile.”