Sabırsızlıkla bitirmeye çalıştığı yazıyı tamamlayınca, derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. Şimdi en önemlisi, yazdıklarının ona ulaşmasıydı. Bütün gücünü, düşüncesini buna yoğunlaştırmalıydı. Bu olmalıydı, inanıyordu mutlaka olacaktı. Yüreğindeki hiç bitmeyen inancın taştığını hissetti. Yazdığı sürece defalarca okuduğu satırları tekrar okudu.
Sensizlikte yok olmamak için, içimdeki sana sarılıyorum.
İşte bu yüzden, ben her sabah umuda uyanmayı sende öğrendim.
Yağmurun cama vuran her damlasından, rüzgarın ürperten uğultusundan, sabahın güneşe, gecenin aya kavuşmasından medet umar oldum. Beklemek daha hangi sözcüğe sığar ki? Bir gelse diyordum, bir gelse. İşte o an olacaktı inanmam mucizelere. Gözlerini kapattı. Sensizlik öyle canımı acıtıyor ki dedi. İşte bu yüzden son olmalıydı. Ona kavuşma umudunun heyecanı, beklediği her ana anlam yüklüyordu.